18 Temmuz 2008 Cuma

Bu YaZıYa HanGi YüzLe BakıyorSUnuz?!!

Bu yazıyı okuyunca yüzünüz hangi şekle girecek?...Hangi yüzle bakıyorsunuz hayata....


Adeta iletişim için yaratılmış insan yüzünün gerisinde toplam 44 kas vardır. Her bir kasın her bir hareketi ayrı bir yüz ifadesinin bileşenini oluşturur. Ve insan yüzünde bu kasların farklı kombinasyonlarına göre 5000 ayrı ifade biçimi bulabilir.

Duygusal Zekâ (EQ)’nın IQ’dan farklı bir şey olduğunu artık bilmeyen yok. Hatta halk arasında “işini bilen adam” dediğimiz tiplerin ortak noktasının duygusal zekâlarının yüksekliğinde olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Böyle tiplerin elinde avucunda öyle çok bir sermayesi yoktur ama insan ilişkileri o kadar iyidir ki sırf bu ilişkilerini kullanarak her şeyi tıkır tıkır çözerler. Böyle tipler laboratuvar ortamında iyi çalışan zekâlar (Einstein, Edison, vb) kadar IQ’ya sahip değillerdir ama onların cebindeki EQ’ları her şeye yeter. Nedir EQ? Kendinizin ve ilişkide olduğunuz insanların aslında temel tetikleyicisi olan, işin içindeki bit yeniği de diyebileceğimiz “duygu”ları iyi fark edip onlara göre davranabilme yeteneğinin adıdır.

Lakin EQ düzeyleri ne olursa olsun şunu da biliyoruz ki her süper kahramanın yardımcı bir enstrümanı vardır. Bridge’in (Umma Turhman) Hattori Hanzo kılıcı, Stanley İpkiss’nin Maske’si, Örümcek Adam’ın Ağı gibi... Ama merak etmeyin EQ yıldızının da öyle bir enstrümanı vardır ki diğerleri eline su bile dökemez. Hem de ne enstrüman: Her yere gelir, karşı tarafın duygusunu MR kadar net şekilde gösterir, saklanamaz, her zaman ortadadır. Evet, EQ cambazlarımızın olmazsa olmaz aracı bildiğiniz “yüz”den başkası değildir. Ve ne isabetli enstrümandır, inanmazsanız buyurun:

* Adeta iletişim için yaratılmış insan yüzünün gerisinde toplam 44 kas vardır. Her bir kasın her bir hareketi ayrı bir yüz ifadesinin bileşenini oluşturur. Ve insan yüzünde bu kasların farklı kombinasyonlarına göre 5.000 ayrı ifade biçimi bulabilir.

* İnsanoğlunun sosyal bir varlık olarak yaratıldığı gerçeği onu diğer canlılarla mukayese ettiğinizde daha da belirginleşir. Diğer canlı yüzleri içinde insan yüzü en düz olanıdır; yani yüzün bütün detayları bir düzlem üzerinde, mesela bir aynada görülebilir. Ve diğer canlı yüzleri arasında insan yüzündeki kadar kas da yoktur.

* Somurtuk yüzde 43 kas gergin durmak zorundadır. Sahte gülümseme için 2 kas hareketini kullanırken, gerçek gülümseme için orkestra gibi 17 yüz kasımızın gerilmesi gerekir. Bu “yüz”den yine toplum içindeki “işini bilen tip”lerimiz gerçek ve sahte gülümsemeyi şıp diye ayırt eder.

* Londra’daki Evlilik Araştırmaları Enstitüsü Profesörü John Gottman; bir kadının yüzünde 15 dakika içerisinde küçümseme ifadesinin 4 veya daha fazla görülmesini 3 yıl içinde boşanmanın habercisi olarak yorumlamaktadır. Ve Gottman’ın bu tespitini % 94 oranında doğrulamıştır.

* Araştırmalara göre kadınların insan yüzündeki ince anlamları ayırt etme yeteneği erkeklerden daha fazladır. Kadının sezgisinin sağ ayağı kendisinin bile farkında olmadan okuduğu yüzlerdeki gizli anlamlara basmaktadır.

* Duyguyu anlatmak konusunda en güçlü ve neredeyse tek araç yüzlerdir. Kelimeler duygu anlatmak konusunda tam bir amatördür. Bu nedenle mail ya da sms’leriniz sık sık yanlış anlaşılır ve ancak “ türünde yüz ifadeleri imdadınıza yetişir. Ancak bunlar bile yüz yüze iletişimle karşılaştırıldığında çok sınırlı kalır.

İşte bu yüzden duygu anlatmak konusunda muhteşem bir tiyatro sahnesi olan “yüz”lerden duygusal zekâsı yüksek olanlar enfes şekilde yararlanır. Şak diye karşısındakinin duygusunu teşhis eder, çat diye o duyguya uygun şerbeti demliğinde hazırlar, şıp şıp damarlara enjekte eder.



Yüzlerin duygu anlatıcılığı artık deyimlerimizin bile ruhuna sinmiştir. Deyimlerimiz duygusal zekâ adına birer google gibidir. İstediğiniz duyguyu girin hemen karşısında “deyim”ini görürsünüz. Ve bunların çoğu yüz’lerle ilgilidir. “Yüz bulamamak” konuyu ifade etmeye uygun bir yüz ifadesi bulamamak anlamında kullanılan ve konuyu can damarından yakalayan enfes bir benzetmedir. Ya da “yüzsüz” deyimi de artık kişiliği ile yüzü arasındaki bağlantısı kopmuş kişiler için yapılan yine tam isabet bir nitelemedir.




--------------------------------------------------------------------------------

Hollywood’un yüzleri

Bunlar dilimizdeki yüz’lerdi. Gözümüzdeki yüzlere bakacak olursak da farklı bir tablo görmeyiz. Hiç düşündünüz mü neden yüzlerce film dönüp dolaşıp 20-25 aktör-aktristle çekilir? Mesela nedir Al Pacino’yu bu kadar farklı kılan? Söyleyeceği cümleye senarist, giyeceği kıyafete makyöz, işleyeceği görüntüye yönetmen karar verirken, o ne yapıyor? Para sayıyor! He bir de, sadece 1 şeyi yapıyor. Ama ne yapmak! Bir elbise gibi bir yüzü çıkartıp başka bir yüzü anında giyiyor. Bir dönüp bakın “Kadın Kokusu”nda âmâ’yı oynayan ve adeta mimiklerini ameliyatla aldırmış Al Pacino’ya, bir de gidip bakın “Şeytanın Avukatı”nda şeytanı oynayan Al Pacino’ya. Aradaki farkın yüzlerin diliyle yetenek diye çığlık attığını göreceksiniz.

Face Off’a uğramadan bu bahsi geçmek mümkün mü? Filmin senaryosuna göre bir azılı mahkumla, hırslı bir polisin yüz derisi filmin ortalarına doğru birbiriyle değiştirilir. Siz ikinci yarıda iki karakteri birbirinin yüzünde izlersiniz. Siz bunları okurken konuyu hayal etmekte bile zorlanırken onlar ( John Travolta ve Nicolas Cage) bunu göz görür akıl almaz bir başarıyla gerçekleştirmişti.




--------------------------------------------------------------------------------

Yalancının yüzü yatsıya kadar bile yanmıyor!

Yüzün farklı konulara bakan yüzleri hâlâ bitmedi. Yüzsüz de olsanız yüzler yalanlarınızda sizinle işbirliği yapmayı reddediyor. Buyurun size birkaç yalan dedektörü: Gözlerin kaçırılması, alnın kırışması, burnun kızarması (tansiyon yalan sırasında yükseldiğinden kan kılcal damarların yoğun olduğu burun ve kulaklara doğru hızla akar, bu da en az düzeyde de olsa bir kızarmaya neden olur) gibi belirtilerle yüzünüz yalanlarınızda sizi ele verir. Başkan Clinton’ın Lewinsky ile ilgili basın açıklaması yaparken kırışan alnı daha o zaman psikologlara “Bu adam yalan söylüyor!” dedirtmişti. Sonra adli tıp raporu psikologları teyit etti.

İnternet her ne kadar bizi bilgi okyanusu olarak kendine çekse de o okyanus iletişim yeteneklerimiz namına bir tsunami olup bütün yüz dili ifade ve anlama yeteneğimizi hortumlayıp götürüyor. Kullanılmayan şey gelişmez prensibiyle sizin mimiklerinizden hiiiiç bir şey anlamayan Internet Explorer sayfası size bilgi veriyor ama bedava değil; bütün yüz ifadelerinizi yüzünüze baka baka çalıyor. Eh her şeyin bir bedeli varmış gerçekten.

İşte ama Hollywood’un ama beyaz cam’ın yüz dili repertuarı gelişmiş yıldızlarını kendine rehber alarak duygu dili ifade sözlüğünü gün be gün geliştiren EQ yıldızlarımız hayatın her köşesi içine sıkışmış yüz ifadelerini yakalayıp buna göre davranma yetenekleriyle kolayca “sempatik” dostlarımız arasına girer. Girer de siz bunu nasıl yaptıklarını bile anlamaz, yüzünüz yerde sirke satmaya gidersiniz.


ERHAN ÖZDEN

[Forumumuzdan alıntıdır :} ]

Hiç yorum yok:

Leyla Değilim

 Leyla değilim dost, lakin çağırırsan çöllere gelirim. Sana yalan halde gelmem, toplarım özümü yalın halde gelirim. Kapıyı çaldığımda kim o ...