Müzik

23 Ağustos 2007 Perşembe

VEFALI KİMSE VAR MI?
Kalkayım, gideyim, dünyayı gezeyim;
Dünyada acaba vefalı kimse var mı, arayayım.
İnsan nadir oldu, onu nerede aramalı;
Aramakla bulunacaksa, bir arayıp bakayım.
Ben arzularımı buldum ama bir insan bulamadım;
Eğer bir insan bulursam, yüzüne bir bakayım.
Vefa kıtlaştı, dünya cefa ile doldu;
Vefa acaba kimde vardır, ondan biraz isteyeyim.
Eğer bir vefalı, cömert insan bulursam,
Onu sırtımda taşıyayım, gözüme süreyim.
Eğer ben bir vefalı insan bulamazsam,
Yabani hayvanlar ile birlikte ömür süreyim.
Ya da vahşi olup, çöllerde koşayım;
İnsanlardan uzaklaşarak, dünyadan gideyim.
Dünyayı bırakarak, nehir gibi akayım,
Daha da olmazsa, kasırga gibi göklere yükseleyim.
Ey Rabbim, sıkıntı içindeyim, vefasızlara rastladım;
Vefalı acaba kimdir, ona canımı feda edeyim.
İnsanın ismi kaldı, insanlık kayboldu;
Bu insanlık nereye gitti, arkasından gideyim.
Aradım, dünyada candan bağlı bir insan yoktur;
Vefasız kimselere nasıl gönül bağlayayım.
Kimi sevdim ise, onu sevgili canım gibi tuttum;
Fakat ondan da cefa geldi, artık kimi seveyim.
Kime gönül vermeli, derdi kime açmalı;
Ben şimdi gamlıyım, biraz içimi dökeyim.
Dost ve ahbaplarımda ben sadakat bulamadım;
Kardeşim yabancı gibi duruyor,ona nasıl açılayım.
Tuz, ekmek hakkını gözeten var mı;
Ben onu altın, gümüş ve gevhere gark edeyim.
Konu-komşu, sevinç ve keder arkadaşı nerede;
Ona her şeyimi vereyim, evimi bile terk edeyim.
Arkadaş ve dost diye itimat edilecek kim var;
Ben onu bey yapıp, kendim ona kul olayım.
Halk neden bozuldu, niçin iyi adetleri bıraktı;
Hangi zamana rastladım, nereye gideyim.
Esef ederim, ben fenayım;
Fakat vefalı insanlar nerde, onları medhedeyim.
Onların koydukları iyi adet ve kanunları;
Bugün göreyim de, ben de sevineyim.
Eğer böyle değilse, iyi adet ve kanunları va'zetsinler;
Halim insanlar başköşeye geçsin, küstahları kovayım.
Bütün iyiler gitti, iyi adetleri de beraber götürdüler;
Burada insan artığı kaldı, iyileri nasıl bulayım.
Bu insan kılığında dolaşanların hepsi adam ise,
Evvelkiler melek mi idiler; ne bileyim.
Onlar gitti, ben bunlar ile kaldım;
Nasıl hareket edeyim, onlarla nasıl bağdaşayım.
Onlar akrep gibi sokarlar, sinek gibi kanımı emerler,
Köpek gibi havlarlar; hangisine yetişeyim.
Ben artık usandım, küstahlar arasına düştüm;
Her gün pişmanlık içinde bütün yükü nasıl taşıyayım.
Dünyanın bütün cevr ve cefası bana gelmesin,

Küstah ve kaba insanlardan uzak olayım.

Ey Rabbim, Peygamberimizin didarını bana nasip et;
Bir de onun dört arkadaşının yüzlerini göreyim.
Yusuf Has Hacib'den





Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisde şöyle buyuruyor: ''Eski salih şahsiyetler, öncelikle giderler; geriye ise, sadece Allahın hiç önem vermediği hurma ve arpa döküntüleri kalır'' (Buhari,rikak9)



1 yorum:

Adsız dedi ki...

ÇOCUKTUM; BİR KÖPEĞİM VARDI,SADECE BİRKAÇ SENE BAKABİLMİŞTİK. BUYUDU VE KABINA SIĞMAZ OLDU. RAHATSIZLIĞI ARTMASIN DİYE BABAMLAR KÖYE GÖNDERMİŞTİ... komşulara rahatsızlığı artmasın diye... SENELER GEÇTİ; DUYDUM Kİ, BİR GÜN ODUN KIRARLARMIŞ... BALTADAN FIRLAYAN ODUN GÖZÜNE GELMİŞ KÖR OLMUŞ. BENİ ÇOK ÜZMÜŞTÜ BU DURUM.... KÖYE GİDECEK OLDUK ZAMAN SONRALARI... EWET KÖYE VARDIĞIMIZDA OTOBUSTEN INDIM PEK DE YAKIN SAYILAMAYACAK MESAFEDEN GÖZLERİ KÖR OLMASINA RAĞMEN ONCA SOKAĞI AŞIP BENİM ELİMİ YÜZÜMÜ YALAYAN OYDU... KONUŞAMADIK KI; O ÇOOK ŞEY ANLATIYORDU... BİZ SADECE AĞLADIK... (Rabbim kapında sadık gıdmir eyle... Gözümüz görmese de GÖNÜL gözümüzü kör etme...)

Ağla gönlüm

 Sen ağlamaktan vaz geçtin diye oluyor hep bunlar..  Ağla gönlüm.. Ağla ki açsın bahar dalları..  Sen anlatmayınca içindekini; nerden bilece...