21 Nisan 2007 Cumartesi

HOŞÇA BAK ZATINA KİM ZÜBDE-İ ALEMSİN SEN

Ey dil ey dil niye bu rütbede pür gamsın sen
Gerçi virane isen genc-i mutalsamsın sen
Secde- ferma-yi melek zat-ı mükerremsin sen
Bildiğin gibi değil cümleden akvamsın sen
Ruhsun nefha-i Cibril ile tev’emsin sen
Sırr-ı Hak’sın mesel-i İsi-i Meryemsin sen

Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen

Merteben ayn-ı musemmadadır esma sanma
Merciin Halik-i eşyadadır eşya sanma
Gördüğün emr-i muhakkakları rü’ya sanma
Başkasın kendini suretle heyula sanma
Keşf ile sabit olan ma’niyi da’va sanma
Hakkına söylenen evsafı müdara sanma

Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen

İnleyip sırrını faşeyleme ağyara sakın
Düşme bilmezlik ile varta-i inkara sakın
Değmesün ahların kakül-i dil-dara sakın
Sonra Mansur gibi çıkman olur dara sakın
Arz-i acz etmeyesin yareden ol yara sakın
Bulduğun cevher-i alileri biçare sakın

Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen

Sendedir mahzen-i esrar-ı mahabbet sende
Sendedir ma’den-i envar-ı fütüvvet sende
Gizli gizli dahi vardır nice halet sende
Ma’rifet sende hüner sende hakikat sende
Nazar etsen yer ü gök duzah u cennet sende
Arş u kürsiyy ü melek sendedir elbet sende

Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen

Hayftır şah iken alemde geda olmayasın
Keder-alude-i ümmid u reca olmayasın
Vadi-i ye’se düşüp hiç ü heba olmayasın
Yanılıp reh-rev-i sahra-yı bela olmayasın
Ademe muttasıl ol ta ki cuda olmayasın
Secdeler eyle ki merdud-i Huda olmayasın

Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen

Berk-i hatıf gibi bu kayd-i sivadan güzer et
Erişen har u hasa ateş-i aşkı siper et
Damenin tutmaya asar-ı alayık hazer et
Şemş veş hahiş-i Munla ile azm-i sefer et
Saf kıl ayineni kabil-i aks-i suver et
Hele bir cem’-i havas eyle de Galib nazar et

Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen

Sözlükçe:
ağyar: düşman
asar-ı alayık: gönül bağlanılacak eserler
ateş-i aşk: aşk ateşi damen: etek
ayine: ayna (kalp aynası)
ayn-ı musemma: isimlerin sahibi
merci: gidilecek yer
Heyula: maddenin her çeşit şekle bürünebilmesi özelliği
berk-i hatıf: çakıp sönen (gözkamaştıran) şimşek
cem’i havas eylemek: duygularını derleyip toparlamak.
cevher-i ali: yüce cevherler
cüda: ayrı
da’ va: (tasavvufta) herhangi bir şey böyledir diye sözle direnmek
dar: darağacı
dil: gönül
genc-i mutalsam: tılsımlı hazine
secde-ferma-yi melek zat-ı mükerrem: meleklerin secdeye durmakla emredildiği kadri yüceltilmiş kişi
cümleden akvam: herkesten üstün
nefha-i Cibril: Cebrail nefesi
dildar:sevgili
duzah: cehennem
envar-ı fütüvvet: erlik, yiğitlik nuru halet: haller
esrar-ı mahabbet: sevgi sırları
evsaf: sıfatlar
faşeylemek: açıklamak
geda: yoksul keder-alud: üzüntülü
güzer etmek: geçip gitmek
hahiş-i Munla: Mevlana’ yı isteyerek
har u has: (üstüne takılan) çer çöp
hayftır: yazıktır
hiç ü heba olmak: yokolup gitmek
kabil-i aks- i suver: şekillerin yansıması
kayd-i siva: Tanrı ’ nın dışındaki bütün varlıklara olan bağlılık
ma’ni: anlam
merdud-i Huda: Allah ’ın reddettiği
muttasıl olmak: sarılmak
müdara: göze girmek için söylenen sözler
reh-rev-i sahra-yı bela: bela sahrasının yolunu tutan yolcu
Şems veş: Şems gibi
tev’em: ikiz, eş
mesel-i İsi-i Meryem: Meryem oğlu İsa gibi
zübde-i alem: evrenin özü
merdüm-i dide-i ekvan: varlıkların gözbebeği
esma: isimler
ümmid u reca: ümit ve rica hali
vadi-i ye’ s: üzüntü vadisi
varta-i inkar: inkar çukuru

( Abdülbaki Gölpınarlı’ nın hazırladığı Şeyh Galip Divanı seçmelerinden )

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Hayırlı Günler
Kutlu doğum haftası münasebetiyle tüm yazılar Resulullahı anlatmalı diye düşünerek bunları ilave ediyorum:

Abdullah b. Ömer anlatıyor: "Ashab rüya gördükleri zaman hemen Efendimiz'e koşarlar ve gördüklerini anlatırlardı. Ben de rüya görmeyi ve Allah Resûlü'ne anlatmayı çok arzu ederdim. O sırada ben çok gençtim ve genellikle mescitte uyurdum. bir gün şöyle bir rüya gördüm. İki melek beni yakalarak Cehennem'e götürdüler. Cehennem kuyu duvarı gibi taşla örülmüş olarak görülüyordu. İki boynuz gibi iki yanı vardı. Burada kendilerini tanıdığım bazı kimseler de vardı. Ben o anda "Cehennemden Allah'a sığınırım" diye dua etmeye başladım. bu sırada yanımıza başka melek gelerek bana: "Korma, sen buraya atılmayacaksın. Senin için tasa ve endişe yoktur." dedi.
Hazreti Abdullah şöyle devam ediyor:
"Bu rüyamı aynı zamanda Efendimizin mübarek zevcelerinden olan ablam Hafsa'ya anlattım. O da Allah Resûlü'ne anlatınca o şöyle buyurmuş:
"Abdullah ne iyi adamdır. Keşke gecenin bir kısmında kalkıp ibadet etmeyi adet edinseydi...

Rabbim hepimize nasip etsin...

Mihriye Sultan dedi ki...

selamun aleykum merve zeynep kardeşim........

mz_Stranger dedi ki...

Bu güzel yazılar için çok teşekkür ederim mehmet abi..
we aleykum selam Mihriye Sultan; hoşgeldin mekanıma...

Zehra dedi ki...

iyi geceler canım mervecim :) kendine çok iyi bak :) görüşrüz :)

Adsız dedi ki...

this blog very good, very beautiful, very nice....the same of you...:)


(rose)...........very well

mz_Stranger dedi ki...

iyi günler canım Zehracım. Kendine sen de çok iyi bak.. inşallah görüşürüz... :)
DAvut hocam çok thank you... :)

Sevseydin....

 Sevseydin gelirdin.