Müzik

12 Mart 2007 Pazartesi

MEDİNE'NİN GÜLÜ

Andım yine Sen'i her şey yâdımdan silindi,
Hayalin gönlümün tepelerinde gezindi;
Bu bir serap olsa da hafakanlarım dindi..
Andım yine Sen'i her şey yâdımdan silindi.

Keşke her an aşkınla oturup aşkınla kalksam,
Ruhlar gibi yükselip de ufkunda dolaşsam;
Bir yolunu bulup gönlünden içeri aksam..
Keşke her an aşkınla oturup aşkınla kalksam.

Anladım vaslına ermek için artık çok geç,
Hicranla yanan gönlüm durmadan inleyecek;
İnleyip en taze hislerle hep bekleyecek..
Anladım vaslına ermek için artık çok geç...

Kalbim bir güvercin kalbi gibi titrerken adından,
Ne olur Sana ulaşmam için kanadından;
Bana bir tüy ver pervaz edeyim hep ardından..
Kalbim bir güvercin kalbi gibi titrerken adından.

Ey kupkuru çölleri cennete çeviren gül;
Gel o bayıltan renklerinle gönlüme dökül!
Vaktidir ağlayan gözlerimin içine gül!.
Ey kupkuru çölleri cennete çeviren gül!

Mecnûn gibi arkanda koşan kulun olayım,
Bir kor saç içime ocaklar gibi yanayım;
Sensiz geçen bu acı rüyadan kurtulayım..
Mecnûn gibi arkanda koşan kulun olayım..
Aklım uzakta kaldığı günleri saymakta,

Ruhuma sisli-dumanlı bir kasvet yaymakta;
Göster çehreni ki güneş gurûba kaymakta..
Aklım uzakta kaldığı günleri saymakta...
Son demde hiç olmazsa gurûbum tulû olsun,
Gönlüm ufkunun en taze renkleriyle dolsun;

Her yanda tamburlar çalınsın; neyler duyulsun..
Ne olur hiç olmazsa gurûbum tulû olsun..!

M.Fethullah Gülen

1 yorum:

Adsız dedi ki...

BISMILLAHIRRAHMANIRRAHIM.
Esselatü vesselamü aleyke ya RASULALLAH
Esselatü vesselamü aleyke ya HABIBALLAH
Esselatü vesselamü aleyke ya Seyyidel evveline vel'ahirin,Veselamün alel mürselin.
Rahman'in günahkar,aciz,gafil,gözü yasli kulundan mektup.
Sana mektup yazmak ha!..Sana seslenebilmek, Sana hasret çekemeden, Sana layikiyla ümmet olamadan Günahlarimla seni üzerek,Yaratilan her zerrenin senin askinla yandigini idrak edemeden,utanmadan sikilmadan sana mektup yazmak ha!...
Affet YA RASULLALLAH(sav). Affet sultanim. Cüretimi bagisla.
Bir gün seni özlemis,sana olan hasretiyle yanmis tutusmus bir güzel kul tanidim,yemek ikram etmislerdi ona.Rabbim'in nimetlerine hamdederek basladi.Yüzündeki o parlaklik ne güzeldi.
Ama gözlerinin altindaki kizariklik,alnindaki kivrimlar, sakalindaki bembeyaz killar,sakaklarina yagan karlar bir seyler haykiriyordu YA RASULLALLAH.
Ümmetinden bir kul,Rahmanin güzel bir kulu.Gülüyordu çehresi, Nur saçiyordu. Yemek yiyorduk hep beraber,çok lezzetliydi.Dudaklarinda daima bir kipirdanma vardi, yemek yerken zorlaniyor zor yutkunuyordu,dertli kul.Yüzüne her bakisimda gözlerinin daima artan isiltisi dikkatimi çekti.Ve birden ak düsmüs sakallarina dogru iki damla gözyasni yolculuga çikardi.Agliyordu ihtiyar amca, gözyaslarini saklama ihtiyaci hissediyordu.Ama gözleri cosmustu bir kere, yemegi birakip yanina oturdum. Amca dedim:
-Rahatsiz misiniz? Birseyiniz mi var?
-Hayir evladim iyiyim sagol!dedi.
-Peki amca, niye agliyorsun?dedim.
-Peygamberimiz (sav)aklima geldi birden. Onu düsündüm ve aglayiverdim kusura bakma.
Gözünün yasini sildi,Elhamdülillah dedikten sonra çekildi sofradan. Kenarda bucakta bir yere oturdu, elinin tersiyle gözlerini siliyor ve cebindeki mendilini ariyordu. Ben de kalktim sofradan yeni demlenmis çaydan getirdim ihtiyar amcama.Çayi karistirirken elleri titriyor ve dudaklari büzülüyordu.Mendiliyle tekrar sildi gözlerini.Çayini içti ve Rabbim'in selami ile müsaade isteyerek ayrildi yanimizdan.
Düsünce idrakini yitirmis bir hal içinde düsünüyordum. Adamcagiz yemek yerken seni aniyor ve agliyordu YA RASULLALLAH(sav). Sana yakin olmanin verdigi coskuydu gözyaslari.


Senin ümmetinden bir kul.Nasil oluyorda seni görmeden, kokunu almadan,mübarek ellerini öpmeden sanki yanibasindaymisin gibi seninle yasiyor. Ben de anlamaliydim,çözmeliydim bu sirri....
Seni YA RASULLALLAH(sav) evet seni tanimam,bilmem gerekiyordu. Ashab!i Kiram efendilerimizin hayatindan basladim ise. Onlarin hayatlarini okuyarak sana ulasmaliydim YA RASULLALLAH (sav), okudum. Ebu Bekir Siddik ,Ali bin Ebu Talip,Hz. Ömer Hz. Osman,Hz. Talha,Hz. Bilal,Sad bin Ebi Vakkas,Hz. Hamza,Abdullah bin Revaha,Ebu Hureyre,Muaz bin Cebel...
Hepsini okudum YA RASULLALLAH(sav).
Simdi seni okuyorum. Halik'i zül celal Rabbim'in sevgilisi,biricik kulu.Senin nurunun hürmetine varolan ben seni ariyorum Ya RASULLALLAH(sav). Ömrümün sonuna kadar her nerede ve ne zaman olursa olsun seni hakkiyla taniyamayacagimi biliyorum.Ben senin deven Kusva'ya asik oldum efendim.Dayandigin hurma kütügünün yerinde olabilmek için bin canim olsun feda ederdim.Yeter ki inleyeyim,sen beni oksarsin susarim. Yanimdan ayrilirsan tekrar inlerim YA RASULLALLAH(sav).

Ebu Hureyre(ra) sicak bir günün öyle vaktinde evinden çikip mescide gelmisti. Sende oradaydin YA RASULLALLAH(sav) Açliktan evinde duramayip mescidine sana kosmuslardi. Sen de aç idin. Günlerdir bir sey yememis açliktan zayif düsmüstünüz. Hendek günü karnina iki tas baglayan da sendin YA RASULLALLAH(sav). Bir deri parçasini temizleyip kizarttiktan sonra açligini dindiren Sad bin Ebi Vakkas (ra) degilmiydi EFENDIM.Bir hurma tanesini annesine saklayan Ebu Hureyre degil miydi?Bir avuç arpa ekmegiyle yetinen HABIBULLAH sendin efendim..

Ya ben midemin dolulugunun sarhosluguyla seni unutan ben degil miyim. Abdullah bin Revaha (ra) gibi elimdeki kemik parçasini firlatip ''ben hala bu dünyada yasiyor muyum?''diyebilirmiyim?Senin ölümünle Hz.Bilal(ra) susmustu.Bir daha ezan okumayacakti.Kizgin çölde kayalarin altinda inlerken EHAD,EHAD diyerek senin nurunu görmüyor muydu YA RASULLALLAH(sav)

Sana nasil kavusacagiz bilemiyorum.Günahlarimin derdiyle,hasretinin yanginiyla,Askinin atesiyle,sana ümmet olmanin sevinciyle arz ediyorum halimi. Sana gelmek var ölmeden önce, Sehrinde narina yanip kül olmak var.Sana geldikten sonra bir daha dönmemek olsa (insALLAH) yaninda kalsam,ayak bastigin yerlere gömülsem. Kiyamete kadar yaninda olsam.
Topragin altinda dahi alirim kokunu YA RASULLALLAH(sav)

Ağla gönlüm

 Sen ağlamaktan vaz geçtin diye oluyor hep bunlar..  Ağla gönlüm.. Ağla ki açsın bahar dalları..  Sen anlatmayınca içindekini; nerden bilece...